DEVAM: 45. İmam
Gelmeden Kamet Getirilmiş De Olsa, Cemaat Oturarak İmamı Bekler
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ الْوَارِثِ
عَنْ عَبْدِ
الْعَزِيزِ
بْنِ صُهَيْبٍ
عَنْ أَنَسٍ
قَالَ
أُقِيمَتْ الصَّلَاةُ
وَرَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَجِيٌّ فِي
جَانِبِ
الْمَسْجِدِ
فَمَا قَامَ
إِلَى الصَّلَاةِ
حَتَّى نَامَ
الْقَوْمُ
Enes'ten; demiştir ki;
Namaz için kamet getirilmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise
mescid'in bir kenarında (birisiyle) fısıldaşıyordu. Cemaat uyuklamaya
başlayıncaya kadar da namaz'a durmadı.
Diğer tahric: Buharî,
ezan; Müslim, hayz; Nesaî imame; Ahmed b. Hanbel, III-I01, 114, 182.
AÇIKLAMA: Müslim'in rivayetinde "sonra kalktı ve
namaz kıidırdı ilavesi vardır. 539. ve 541. hadis-i şeriflerin şerhinde
açıklandığı gibi, namaz için ikamet edildikten sonra dini bir meselenin çözümü
için bir müddet beklemek caiz ise de keyfi oyalanarak beklemek mekruhtur. Muhakkak
ki Rasul-i Ekrem (s.a.v.)'in mescidin bir kenarında gizlice konuştuğu mesele
mühim bir meseleydi. Bazıları Resul-i Ekrem'in konuştuğu bu zatın bir kabile
reisi olduğunu, onunla reisi olduğu kabilenin dini ihtiyaçlarını konuştuğunu
söylemişlerdir. Hadisten cemaat hazır olduğu halde bir kimsenin dini bir
meseleyi diğer bir kimseyle hatta imamla konuşmasının caiz olduğu
anlaşılmaktadır.